Bir önceki yazımda Volos ziyaretimin nasıl ortaya çıktığını ve Kokkino çifti ile nasıl tanıştığımızı anlatmıştım. Şimdi de Volos’da yaşadığım unutulmaz misafirliği anlatacağım.
Kokkino çifti ile tanışmamızın üzerinden 1,5-2 ay geçmişti ve ben artık bir hafta sonumu Volos’da Kokkino çiftinin evinde geçirmeyi düşündüm. Apostolos’u arayıp oraya gelmek istediğimi ve müsait olup olmadıklarını sorduğumda bu hafta Yunanistan’daki seçimlerden dolayı bunun mümkün olmadığını ama haftaya müsait olduklarını, istersem gelebileceğimi söyledi. Ben de o bahsedilen hafta işimden dolayı gelemeyeceğimi söyledim. Daha sonra konuşmak üzere telefonu kapattık. Aradan 2-3 hafta geçtikten sonra bu sefer Apostolos beni arayıp davet etti. O hafta artık müsaittim ve gidebilirdim. Geleceğimi söyledim ve nasıl gelmem gerektiği konusunda birkaç soru sorduktan sonra artık hazırlık yapmaya başladım. 2 gece kalacağım için küçük bir çantaya eşyalarımı koydum ve otobüs terminaline gittim. 3-4 saatlik yolcuğun ardından Volos otobüs terminaline indim ve Kokkino çifti beni bekliyordu.
Beni arabayla aldılar ve eve giderken 1 hafta önce tekrar gittikleri İstanbul’da neler yaptıklarını konuştuk. Yine beni şaşırtacak mekânlar söyleyerek, oralara gittiklerini ve birkaç arkadaşı ile buluştuklarını anlattılar. Onun dışında ettiğimiz bir diğer sohbet konusu ise neden Volos’da yaşadıkları idi. Onun da çok ilginç bir anısı varmış.
Apostolos Selanik, Dodo ise Atinalı. İkisinin tanışma hikâyesi Selanik’teki Aristoteles Üniversitesinde başlıyor. Aynı sınıfta öğrenim görürken tanışmışlar ve gençler birbirlerini sevmişler. Buraya kadar her şey normal. Neden Selanik veya Atina değil de Volos? Bir gün Üniversite Volos gezisi yapmış. Apostolos ve Dodo bu geziye birlikte gitmişler ve Volos’u çok beğenmişler. Volos’u bilmeyenler için şöyle tarif edeyim. Karadeniz’e benzer bir güzelliği var. Dağlar denize dik ve yeşilliği çok güzel. Genellikle gençlerin sevdiği hareketli şehirlerin aksine, sakin bir yer olan Volos, Apostolos ve Dodo’yu etkilemiş. Onlar da orada o gün birbirlerine bir söz vermişler; evlendikten sonra, gerekli maddi durumu yakaladıklarında Volos’da kendilerine hayallerindeki evi yapacaklarına dair. Gel zaman git zaman bunlar okulu bitirmiş, evlenmişler ve bir süre çalışmaya başlamışlar. Durumları iyi hale geldiklerinde önce şu an evin olduğu arsayı satın almışlar. Daha sonrasında başka şehirde yaşarken Volos’daki arsaya taş ve ahşaptan bir ev yapmaya başlamışlar. Ev bittikten sonra Volos’a taşınmışlar ve artık orada oturuyorlar.
Biz bu sohbetlerin arasında artık o muhteşem manzaralı, dışı taş içi ahşaptan yapılmış, hikâyelere konu olan eve gelmiştik. Uzun yıllar yapılması beklenmiş olan ev, o kadar süre beklendiğine değecek kadar güzel. Evin sadece maddi değeri yok tabi. O evin yapılmasına konu olan gezi sırasında oraya gelen ve beğenen Apostolos ve Dodo’nun aşkı da var. Bu aşk ve aralarındaki sevgi saygı evin her köşesine yansımış sanki. Evin içinde her şey sevgiyle yapılmış.
Evin içindeki her şey demişken şunu da söyleyeyim. Apostolos ve Dodo, 5 yıl boyunca Etiyopya’da Yunan okullarında eğitim vermiş. Bu hem eğitim hem gezi sırasında Etiyopyalı yerli halk tarafından üretilen tahta masa, tahta dekorasyon malzemesi, tahta mutfak aletleri, tahta banyo aletleri, tahta sandalyeler ve ev ile aklınıza gelebilecek bir sürü eşyayı satın almışlar. Volos’da hayallerini kurdukları evin içini ve dışını dekore etmek için kullanacakları eşyaları eğitim süreleri bittiğinde beraberinde getirtmişler. Beraberinde ama şöyle beraberinde. Fotoğraflardan da anlayacağınız gibi bunlar uçağa sığacak kadar az değiller. Bunlar için bir konteyner tutarak deniz yolu ile getirtmişler.
Daha yazmak istiyorum fakat uzun yazıların okunma ömrünün ülkemizde az olduğunu biliyorum. Onun için siz biraz dinlenin, bir sonraki yazımda ise o evde neler yaşadıklarımı, bana hazırladıkları şeylerin neden iptal olması gerektiğini ve en önemlisi kendimi müşteri gibi hissetmeme neden olan şeyi sizler ile paylaşacağım.
[youtube https://www.youtube.com/watch?v=GvjEu17YOog]
[polldaddy poll=9253685]
“Volos Gezisi-2 Rüya Gibi Ev” için bir görüş